12 KASIM DÜZCE DEPREMİNİN YILDÖNÜMÜNDE BİR KEZ DAHA HATIRLATIYORUZ: KATILIMCI, KAPSAYICI, PLANLAYICI, GÜVENLİ VE SONUÇ ALICI BİR YAPI ÜRETİM SİSTEMİ OLUŞTURULMALIDIR
Şube Yönetim Kurulumuzun 12 Kasım Düzce Depreminin Yıldönümü nedeniyle yapmış olduğu açıklama-12 Kasım 2022
Eklenme Tarihi: 12/11/2022
Eklenme Tarihi: 12/11/2022
“Türkiye bir deprem ülkesidir” cümlesini bıkmadan usanmadan tekrar ederek hatırlatmak istiyoruz. Bir deprem coğrafyasında yer alan ülkemiz tarih boyunca birçok kez yıkıcı depremle karşı karşıya kalmıştır. Yakın tarihte yaşadığımız 17 Ağustos 1999 depremi büyük bir yıkıma yol açmış, 7,4 büyüklüğündeki depremde binlerce kişi hayatını kaybetmiş, on binlercesi yaralanmış ve evsiz kalmıştır. Ekonomide telafi edilmesi mümkün olmayan zararlar oluşmuştur.
Ülkemizde daha Ağustos depreminin yarattığı travma atlatılmadan 12 Kasım`da bir kez daha yıkıcı bir depremle karşı karşıya gelindi. 7,2 büyüklüğüne sahip Düzce Kaynaşlı merkezli depremde resmi kayıtlara göre 845 kişi hayatını kaybetti. 5 binden fazla kişi yaralandı. 13 bin bina, 2 bin işyeri ya yıkıldı ya da kullanılmayacak derecede hasar aldı. 3 binden fazla binanın acilen boşaltılmasına karar verildi.
Bugüne kadar depreme hazırlık, yapı güvenliği, hasar tespiti gibi konularda birçok konu dile getirildi, yazılıp çizildi. Ancak bir doğa olayı olarak bilinen depremin ülkemizde her yaşandığında afete dönüşmesine engel olunamadı. Çıkarılan yasa ve yönetmelikler, yıllara dayanan çalışmalarla oluşturulan plan ve projeler uygulama aşamasına geçmeden kağıt üzerinde kaldı veya raflarda tozlanmaya bırakıldı.
Gerek 1999 Depremi’nden sonra İBB tarafından 2002 yılında mevcut yapı stoğuna ilişkin güçlendirme ve yenileme çalışmalarının ne şekilde yapılacağına ilişkin tüm taraflarla bir araya gelinerek hazırlanan Deprem Master planı, gerekse 2011 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konan ve 2012-2023 yıllarını kapsayan "Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı"nda (UDSEP) alınan kararlar hayata geçirilseydi depreme hazırlık konusunda önemli bir yol kat edilmiş olacaktı. Bu ve bunun gibi kent ve depreme ilişkin plan ve projelerin uygulanmaması ve atıl bırakılması ülkemiz için “büyük kayıp” olarak ülke tarihindeki yerini almıştır. Ne yazık ki yapılan çalışmalar daha çok afet sonrası yara sarma düzeyinde kalmaya devam etmektedir.
İnşaat mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak, mevcut yapı stokunun envanterinin çıkarılması konusundaki çalışmaların hızlandırılması, mevcut durum tespit edilerek acilen güçlendirilmesi veya yenilenmesi gereken binaların belirlenerek bir plan doğrultusunda yapı stokunun depreme dirençli hale getirilmesi sağlanması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz.
İnşaat mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak, imar aflarının kaçak yapılaşmanın en önemli teşvik unsurlarından birisi olduğunu, toplumun sağlıklı ve güvenli konutlarda yaşamasını belirsizliğe götürdüğünü hatırlatarak, her seçim öncesi gündeme getirilen imar affı uygulamalarına son verilmesi gerektiğini ve imar affından yararlanan yapıların denetlenmesi gerektiğinin altını çiziyoruz.
İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak, katılımcı kapsayıcı, planlayıcı, güvenli ve sonuç alıcı bir yapı üretim sisteminin oluşturulmasının görevimiz olduğunu bilerek, “bizi yönetenlerin çok daha acil bir görevi” olduğunu hatırlatıyor; bu doğrultuda atılacak adımları, mesleki bilgi birikimimizle desteklemeye hazır olduğumuzu belirtiyoruz.
Birçok yaşadığımız yıkıcı deprem gibi 12 Kasım 1999 Düzce depremini de unutmayacağız. Bu vesileyle depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı saygıyla anıyor, bir daha yaşanmamasını umut ediyoruz.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası
İstanbul Şube Yönetim Kurulu