Kadına Yönelik Şiddetin Farkında Olup Şiddete Dur De!

İMO Kadın İnşaat Mühendisleri Komisyonu tarafından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle yapılan açıklama.

Eklenme Tarihi: 25/11/2022

Eklenme Tarihi: 25/11/2022

Kadına yönelik şiddet, tüm dünya ülkelerinde yaşanan en önemli evrensel sorunlardan biridir. 25 Kasım 1960 tarihinde Dominik Cumhuriyeti`nde Mirabel kardeşlerin diktatörlüğe karşı verdiği mücadele nedeniyle katledilerek öldürülmesi, 25 Kasım`ın Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan edilmesinin yolunu açmıştır.

Şiddet bireysel değil, içinde bulunulan toplumun büyük bir çoğunluğunu etkileyen toplumsal bir sorun olarak değerlendirilmelidir. Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal, kamusal veya özel alanda meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her türlü tutum ve davranış şiddet olarak tanımlanmaktadır.

Kadına yönelik şiddet ise; ister kamu hayatında ister özel hayatta meydana gelsin baskı veya rastgele özgürlüğünü engelleme de dâhil, kadınların fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik zararı veya ızdırabı ile sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel olan tüm eylemlerdir. Kadına yönelik şiddeti anlamak için öncelikle belli bir toplumun kadınlar ve erkekler için uygun gördüğü sosyal olarak inşa edilen roller, davranışlar, etkinlikler ve yaklaşımlar olarak tanımlanan toplumsal cinsiyet kavramını anlamak gerekmektedir. Bu temel kavram anlaşıldığında toplumsal cinsiyet rollerinin, kadına yönelik şiddetin en önemli kaynağı ve aynı zamanda ekonomik ve sosyal eşitsizliğin sürmesinin dayanağı olduğu çok daha iyi anlaşılmaktadır.

Kadına yönelik şiddetin, sadece daha görünür olan fiziksel, duygusal ve cinsel boyutu bulunmamaktadır. Kadınlar farkında dahi olmadan çeşitli açılardan şiddetlere maruz kalmaktadır. Şiddet türlerinden en önemlileri; fiziksel, sözlü/duygusal/psikolojik, cinsel, ekonomik, dijital olarak da sıralanabilir.

Fiziksel şiddet; başkasının vücut bütünlüğüne zarar veren, ona acı çektiren her türlü saldırı olarak tanımlanmaktadır. Bireyin fiziksel olarak zarar görmesine neden olan her türlü eylemi kapsayan fiziksel şiddet, sağlıksız koşullarda yaşamaya mecbur bırakmaktan, töre ve namus cinayetine kadar uzanmaktadır.

Cinsel şiddet; birini istemediği yerde, zamanda veya şekilde cinsel ilişkiye zorlamak; kişinin rızası olmaksızın cinsel nitelikli eylemlerde bulunmak; cinselliği bir tehdit, sindirme ve kontrol etme aracı olarak kullanmaktır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından cinsel şiddet “cinsel eylem gerçekleştirmek amacıyla girişim, istenmeyen cinsel içerikli konuşmalar, birini cinsel amaçlı kullanmak, mağdur ve fail arasındaki ilişkinin niteliğine bakmaksızın, ev ya da iş ortamında kişinin cinselliğine yönelik zorlayıcı yaptırımlar” olarak tanımlamıştır.

Sözlü/Duygusal/Psikolojik şiddet; bağırmak, korkutmak, küfür etmek, tehdit etmek, hakaret etmek, eve kapatmak, küçük düşürmek, lakap takmak, kadının nasıl giyineceği, nereye gideceği, kimlerle görüşeceği konusunda baskı yapmak, öfkesini çocuklardan çıkarmak, çocuklarını göstermemekle tehdit etmek, silah göstermek gibi eylemleri kapsamaktadır.

Ekonomik şiddet; kadının para harcamasının kısıtlanması, çalışmasına izin verilmemesi, zorla çalıştırılması, ekonomik konulardaki kararların erkek tarafından tek başına alınması, kadının parasının elinden alınması, işyerinde olay yaratmak suretiyle kadının işten atılmasına neden olunması, kadının iş bulmasını kolaylaştırıcı becerilerinin geliştirilmesinin engellenmesi, ev ihtiyaçlarını karşılayacak maddi kaynaktan yoksun bırakılması, engelli kadını zorla dilendirme gibi birini kontrol etmek ya da cezalandırmak amacıyla ekonomik olarak sınırlamak için yapılan her türlü eylemdir.

Dijital şiddet; bireyin istemediği halde bir iletişime zorlanması, istenmeyen elektronik posta veya iletiler alması, bilgisayarının virüse maruz bırakılması, uygunsuz veya cinsel içerikli mesajlar, resimler alması, fotoğraflarının izinsiz bir şekilde veya şantaj unsuru olarak kullanılması gibi eylemleri içerir.

Kadına yönelik şiddetin toplumsal eşitsizliğin sonucu olması, konunun her şeyden önce devlet politikaları ile çözülmesini gerektirmektedir. Uygulamada önleyici ve koruyucu tedbirlerin yetersizliği, kadınların kamusal ve özel yaşamda yüksek oranlarda şiddete maruz kalmalarının önüne geçememektedir. İstanbul Sözleşmesi gibi, kadına yönelik şiddeti engelleyecek çok önemli bir kadın hakkı kazanımının iptal edilmesi sorunu daha da büyütmüştür. Devletin kadına yönelik şiddetin önlenmesi doğrultusunda yeni politikalar üretmesi ve İstanbul Sözleşmesinin yeniden tanınması gerekmektedir.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR!

ŞİDDETİN FARKINDA OL!

ŞİDDETE DUR DE!

İMO Kadın İnşaat Mühendisleri Komisyonu



TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası