9. Geoteknik Sempozyumu İstanbul’da Gerçekleştirildi

Eklenme Tarihi: 27/11/2023

Eklenme Tarihi: 27/11/2023

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası adına İstanbul Şube ve Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği Derneği ile birlikte düzenlenen 9. Geoteknik Sempozyumu 22-24 Kasım 2023 tarihlerinde İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezinde gerçekleşti. 

Sempozyum Ceyda Pirali (piyano) ve Selmin Artemiz’in (vokal) müzik dinletisiyle başladı. Açılış konuşmaları bölümünde İMO Yönetim Kurulu 2. Başkanı Nusret Suna, Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Feyza Çinicioğlu, Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği Derneği Başkanı Dr. Rasin Düzceer, İMO İstanbul Şube Başkanı Fusun Sümer, Kıbrıs İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Gürkan Yağcıoğlu, Uluslararası Zemin Mekaniği Geoteknik Mühendisliği Cemiyeti Avrupa Başkanı Prof. Dr. Lyesse Laloui ve Uluslararası Zemin Mekaniği Geoteknik Mühendisliği Cemiyeti Dünya Başkanı Dr. Marc Ballouz yer aldı.

 

İMO Yönetim Kurulu 2. Başkanı Nusret Suna’nın yaptığı konuşma

Düzenleme,  Danışma, ve Bilim Kurulunun Saygıdeğer Üyeleri,

İstanbul Şubemizin Değerli Başkan ve Yönetim Kurulu Üyeleri,

Değerli Meslektaşlarım,

Değerli Katılımcılar,

İnşaat Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen 9. Geoteknik Sempozyumu’na hoş geldiniz. Sizleri Oda Yönetim Kurulu adına saygıyla selamlıyorum.

Adet yerini bulsun diye değil gerçekten de hak ettikleri için meslektaşlarımıza huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum.

Başta Bilim, Danışma ve Düzenleme Kurulu üyeleri olmak üzere, çağrılı konuşmacılara, bildiri sunan meslektaşlarımıza, İstanbul Şubemizin başkan ve yönetim kurulu üyelerine ve işin mutfağında bulunan Şube çalışanlarımıza müteşekkiriz.

Böylesine kapsamlı, uluslararası katılıma açık, hazırlıkların başlı başına meşakkatli olduğu bir toplantıyı ekip ruhuyla hayata geçirdiler. Her bir meslektaşım övgüyü, teşekkürü hak ediyor.

Tabii ki sempozyuma katılım sağlayan, bizleri yalnız bırakmayan İstanbul Şubemizin üyelerine, sevgili meslektaşlarıma da teşekkürü borç bilirim.

 

Değerli Meslektaşlarım,

İstanbul Şubemiz son bir ayda iki kez bilimsel-teknik toplantının yürütücülüğü üstlendi. İlki Ulaştırma Kongresiydi. Şimdi de Geoteknik sempozyumu. Dışarıdan nasıl görülüyor bilmiyorum ancak herkesin malumudur ki bu işleri kotarmak görüldüğü gibi kolay olmuyor.

İstanbul Şubemize bir kez daha teşekkür ediyorum, sağ olsunlar, var olsunlar.

Geoteknik sempozyumlarını birlikte hayata geçirdiğimiz, meslek alanımıza katkı yapmaktan asla imtina etmeyen Zemin Mekaniği Geoteknik Mühendisliği Derneği de övgüyü hak ediyor.

Hem Odamız hem de dernek kamusal ve toplumsal sorumluluklarının gereğini yerine getiriyor; ısrarla, inatla, olanaklarını zorlayarak hem mesleğimiz hem de ülkemiz açısından son derece önemli bir konuda yıllardan bu yana faaliyet yürütüyorlar.

Peki neden önemli? Bu soruya yanıtımız oldukça net. Çünkü Türkiye bir deprem ülkesidir. Bu gerçek diğer bütün tartışmaları, neden-sonuç ilişkisine dair yapılan yorum ve değerlendirmeleri önemsizleştiriyor.

Elbette yapı üretim süreci bir bütünlüğü ifade etmektedir. Zeminden kullanılan malzemeye, oradan anahtar teslime kadar hemen her aşama, zincirin halkaları gibidir. Halkalardan birinin zayıflığı zincirin dayanma gücünü doğrudan etkilemektedir.

Ancak bu bütünlük içerisinde ilk halkada yer alan zemin-yapı ilişkisi, diğer aşamaların etkisini azaltacak önemdedir. Zemin-yapı ilişkisi sağlıklı kurulamamışsa, zemine uygun tasarım gerçekleştirilmemişse o yapının depremde ayakta kalması mümkün değildir.

 

Değerli Meslektaşlarım,

Yakın tarihte yaşanan depremlerde Odamız gözlem ve tespitlerde bulundu. Hazırladığı raporları kamuoyuyla paylaştı.

Depremin yıkıcı etkisinin nedenlerini ortaya çıkarmaya çalıştı. Üyelerini kamu yönetimiyle koordineli bir şekilde hasar tespit çalışmaları için seferber etti.

Örneğin 6 Şubat Kahramanmaraş depremi için de benzer bir çalışma gerçekleştirildi ve rapor hazırlandı.

Raporda yapısal hasarların nedeni olarak birkaç noktaya dikkat çekildi. Zemin koşullarının zayıflığı, malzeme zafiyetleri, konstrüktif zafiyetler, yapı düzensizliklerinin yıkıma, değişik düzeylerde hasara yol açtığı görüldü.

Raporda dikkat çeken bir vurgu bulunuyor. Komşu parsellerde bulunan bir yapı yıkılıyor, diğeri ayakta kalıyor. Bunun nedeni olarak da zemin koşullarından yapı düzensizliklerine kadar herhangi bir olumsuzluğun birinde bulunması ya da bulunmamasına bağlı olduğu görülüyor.

 

Değerli Katılımcılar,

İnşaat mühendisliği şunu ön kabul olarak kabul eder. Tabii bu öylesine bir tespit değildir. Mühendislik bilimiyle kanıtlanmıştır: Zemin-yapı ilişkisi sağlıklı olursa, zemine uygun tasarım gerçekleştirilirse yapı üretim sürecinin ilk adımı doğru atılmış demektir.

Bu gerçek bizi sempozyum konumuza, yani geotekniğin önemine götürmektedir. Çünkü geoteknik, güvenli yapı üretilmesine odaklanır, bu çerçevede zemin özelliklerini analiz eder ve inşaat mühendisliğinin temel doğruları ile üretimi gerçekleştirir.

Elbette geoteknik başlığı altında pek çok ayrıntı ele alınabilir ancak konunun odak noktasında geoteknik ile deprem ilişkisi yer almaktadır.

Çünkü zemin özellikleri depremde yapıların davranışını doğrudan etkilemekte, direncinin düzeyini belirlemektedir. Binaların ve altyapının direncini yükseltmek için geoteknik verileri baz alınır. Nihayetinde geoteknik  yapıların depreme direnmesi için uygun temel tasarımının nasıl olacağını belirler, tasarımı ona göre şekillendirir.

 

Değerli Konuklar,

Türkiye bir deprem ülkesidir. Bunu defalarca, daha doğrusu her ortamda üstüne basa basa vurguluyoruz. Çünkü bu gerçek adeta yok sayılıyor, onca yıkıma, onca acıya rağmen kabul edilmiyor.

Aksi olsa yapı üretim süreci, bilimin egemenliğine, mühendisliğin rehberliğine bırakılmaz mıydı? Aksi olsa geotekniğin önemi mühendislik eğitiminden uygulamaya kadar her aşamada hak ettiği mertebeye çıkarılmaz mıydı?

Yanıtları biliyoruz tabii ki. Bütün bunlar maliyet artıcı unsur olarak görülüyor. Sağlıklı ve işlevsellikten uzak denetim sistemiyle birleşince de karşımıza kapkara bir tablo çıkıyor.

Tablonun farkındayız. Tablo içimizi acıtıyor.

6 Şubat depreminde 11 ilde binlerce bina ya yıkıldı ya değişik düzeylerde hasar aldı.

1999 Marmara depreminde de binlerce yapı ya yıkıldı ya hasar aldı.

Sadece iki depremde 100 bine yakın can kaybı  yaşandı.

Durumumuz bu maalesef.

Şimdi biz mühendisler, bilim insanları ülkemizin makûs talihini yenmek, doğa olaylarının doğal afet gibi yaşanmasının önüne geçmek için aklımızı, bilgimizi, enerjimizi, mesaimizi harcıyoruz.

Değerli bir iş yapıyoruz ancak üretimimizin kamu yönetimince uygulamaya alınmasını, yapı üretim sürecinin bir bütün olarak mühendisliğin temel prensipleri ışığında düzenlenmesini talep ediyoruz.

Cumhuriyetimizin 100. yıldönümünde, gelecek yüz yıla ülkemizi hazırlamak sorumluluğunu omuzlarımızda hissediyoruz.

Güvenli yapılar, yaşanabilir kentler hedefine ulaşmayı mesleki sorumlulukla birlikte insan hayatına verdiğimiz değer ve vatanseverlik olarak kabul ediyoruz.

 

Değerli Katılımcılar,

Değerli Meslektaşlarım,

 

Sempozyum  programına dikkat edildiğinde, geoteknik konusunun salt zemin yapı ilişkisi sınırlarında kalmadığı , “Geoteknik   Araştırma ve Modelleme”, “Geoteknik Tasarım”, “Geoteknik Afet Analizleri ve Sürdürülebilirlik”, “Yapı-Zemin Etkileşimi” ve “Geoteknik Mühendisliğinde Teknolojik Gelişmeler” başlıklarıyla toplandığını, başlıkların altında spesifik pek çok konu ele alındığı görülecektir.

Haliyle yoğun bir program bizleri bekliyor. Geoteknik alanına dahil hemen her konu, her ayrıntı tartışılacak, çok değerli meslektaşlarımız görüşlerini bizlerle paylaşacak.

Bu nedenle konuşmamı sonlandırıyorum. Bizleri yalnız bırakmadığınız, beni dinleme nezaketi gösterdiğiniz için teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.

İstanbul Şube Başkanı Fusun Sümer'in yaptığı konuşma

Sempozyum Kurullarımızın Değerli Üyeleri,

Değerli Konuklar,

Değerli Meslektaşlarım,

9. Geoteknik Sempozyumu’na hoş geldiniz. Sizleri kendi adıma ve yönetim kurulu üyelerimiz adına saygıyla selamlıyorum.

Sempozyum yürütücülüğünü İstanbul Şubemizin üstlenmesinden ve sizleri kentimizde ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz.

Öncelikle Sempozyum Düzenleme, Bilim, Uluslararası Bilim ve Danışma, Sempozyum Yürütme  Kurulları üyelerine ve tabii ki İstanbul şube personelimize teşekkürlerimi sunuyorum. Her zaman olduğu gibi Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği Derneği’ne ve sponsorlarımıza huzurlarınızda teşekkür ediyorum.

Bildirileriyle, konuşmalarıyla 9. sempozyumun teorik yapısını güçlendirecek, görüşleriyle bize bilgi katacak meslektaşlarımıza da müteşekkiriz.

Her zaman olduğu gibi 9. Geoteknik Sempozyum, duayen hocalarımızla uygulamacı mühendisleri buluşturacak. Bu ortaklığın önemli bilgi ve sonuçlar doğuracağına gönülden inanıyor ve tüm katılımcılara başarılar diliyorum.

 

Değerli Konuklar

İnşaat Mühendisleri Odamız 2005 yılından günümüze geoteknik sempozyumlar düzenliyor. Ulusal sınırlar içerisinde en kapsamlı, ayrıntılı tartışmalar, açılımlar gerçekleştiriyor. Bunun çok değerli olduğunu düşünüyorum. Geçmişten bugüne değin Sempozyumlara emek veren, katkı koyanlara teşekkür ederim

Türkiye’miz bir deprem ülkesi. Zemin-yapı ilişkisinin yapı güvenliğini doğrudan etkilemesi geoteknik mühendisliğinin önemini, etkisini arttırıyor.

Yaşadığımız depremlerin büyük yıkım, can ve mal kaybına yol açtığı ülkemizde geoteknik konusunda araştırmaların, çalışmaların, tartışmaların doğru eksene oturtulması gereği açıktır.

Meslek odamız, geoteknik tartışmaların  gerçekleştirileceği olanaklar hazırlamakta; yenilikler, ilerlemeler, teknolojideki gelişmelerle ilgili meslektaşlarımızı daha donanımlı hale getirmeye çalışmaktadır. Bir başka ifade ile toplumsal ve mesleki sorumluluğunu yerine getirmektedir.

Bilimsel-teknik etkinlikler kapsamında oluşan bilginin kamu yönetimine aktarılması ve hayata  geçirilmesi noktasında sorun yaşanıyor.

Şimdi burada  bilimsel titizlikte hazırlanmış bir sempozyumdayız, konunun uzmanlarını ve uygulamacıları bir araya getirip önemli tartışmalar gerçekleştirilecek, değerli çıktılar oluşacak.

Ne yazık ki siyasi karar vericiler yapı üretim sürecini hassasiyetle üzerinde durduğunuz bilimsel kabulleri görmezden gelerek mevzuatı ve hayatlarımızı düzenlemeyi sürdürüyor.

Yapı üretim süreci bir bütündür. Zemin özelliklerini, zemine uygun projeyi, doğru uygulamayı, nitelikli malzemeyi, hatasız işçiliği içermelidir. Hatasız tasarım, uygulama, denetim ve her aşamada kontrol gereklidir. Hatta yapı üretim süreci bittikten sonra yapı bakım ve kontrolü de gereklidir.


Değerli Konuklar,

Değerli Katılımcılar,

Geoteknik sadece zemin-yapı ilişkisiyle alakalı değildir. Deprem haricinde konular da programımızda yer almaktadır. Yaşam alanlarımızı etkileyen çevre ve iklim değişikliği, sürdürülebilirlik ve daha pek çok konumuz var.

Yoğun bir program ile huzurlarınızdayız. Bu nedenle konuşmamı sonlandırırken, bizleri yalnız bırakmadığınız, beni dinleme nezaketi gösterdiğiniz için teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.

Bu çalışmalarımızda bizi destekleyen Resmi Sponsorlarımız, Zetaş-Zemin Etüd Aş., Maccaferri ve Akçansa A.Ş.’ye; Ana Sponsorlarımız, SAS Steel Turkey Çelik Tic. Ltd. Şti. ve Dünya Zemin İnşaat’a;  Destekleyen Kuruluşlarımız,  Kasktaş A.Ş. Sümer Müh., ÇİMSA A.Ş., İksa Mühendislik, İstanbul Teknik İnşaat, Destech Müş.Müh. ve Proje A.Ş, Geocon Zemin Uzmanları Ve Mühendislik Ltd. Şti, Altınok Müş. ve ONTÜ Mühendislik’e teşekkür ediyoruz.

Bugün burada bizimle olduğunuz için mutluyuz. Tüm konuklarımıza teşekkür ederim. Saygı ve sevgi ile sizleri selamlıyorum.

Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Feyza Çinicioğlu, “İnşaat Mühendisleri Odamız İstanbul Şube’nin himayelerinde gerçekleştirdiğimiz 9. Geoteknik Sempozyumu’nu idrak etmenin heyecan ve mutluluğunu yaşıyoruz. 2005 yılında Sayın Prof. Dr. Mustafa Laman hocamızın inisiyatifi ile başlatılan geoteknik sempozyumlarının ilk altısı Adana’da başarıyla gerçekleştirildi. 7. Geoteknik Sempozyumu’ndan itibaren de iki yılda bir düzenlenen geoteknik sempozyumlarımızı İnşaat Mühendisleri odamız ve ZMGM derneğimizin himayelerinde İstanbul’da meslektaşlarımızın yoğun ilgi ve destekleriyle ile hayata geçirdik. Gördük ki yıllar geçtikçe geoteknik alanının büyümesine paralel olarak geoteknik sempozyumları daha hacim ve nitelik olarak büyüyor. Sunulan bildiriler konuları itibarıyla çeşitleniyor, içerikleri bakımından derinleşiyor. Gerek akademi gerek uygulamadaki arkadaşlarımız bilgi birikimleri çoğaldıkça bu birikimi paylaşarak daha da büyütmek için bilgi paylaşım platformlarına daha da çok ihtiyaç duyuyor” sözleriyle konuşmasına başladı.

“Geoteknik uzmanlığı büyük veri ve belirsizliklerle birlikte temel davranış anlayışının çözüm sağlayabildiği ender alanlardan birisidir. Ancak günümüzün dijital teknolojisi ile belirsizlik seviyelerinin yönetilebilmesi çok daha geçerli ve güvenilir çözümlere kapı açmaktadır. Görülüyor ki, geoteknik uzmanlığı öyle bir bilim alanıdır ki çağımızın tüm gelişimleri ile gün geçtikçe daha da büyümektedir.” diyen ÇİNİCİOĞLU, ülkemizdeki geoteknik uzmanlığının geldiği seviyeyi yansıtmanın 9. Geoteknik sempozyumu gibi çok yönlü ve boyutlu bilgi platformlarının öncelikli amacı olduğunu, sempozyuma sunulan bildirilerin konularının çeşitliliği ve derinliğinin ülkemizde geoteknik topluluğunun geldiği seçkin seviyeyi yansıttığına işaret etti.

Çinicioğlu, “Bu tür bir sempozyumun kapsadıklarını ve sunduklarını ifade etmek sonuca ulaşınca büyük keyif vermekle birlikte hazırlık dönemi pek çok emek ve yorgunluk barındırmaktadır.  Bu bağlamda böyle bir sempozyumun düzenlenmesi için inisiyatifini ortaya koyan ve her adım ve etapta desteklerini esirgemeyen İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul şubesi bu sempozyumun öncüsü ve birincil paydaşıdır. Geoteknik uzmanlık alanını ulusal ve uluslararası seviyede temsil eden Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği Derneği geoteknik uzmanlığının aidiyet merkezidir. Seçkin davetli konuşmacılarımız, panelistlerimiz ve özgün bildirileri ile bu sempozyuma güç katan yazarlarımız sempozyumun olmazsa olmazlarıdır. Sponsorlarımız odamızın büyük bir özveriyle yüklendiği mali harcamalara destek olarak geoteknik alanında akademi-uygulama birlikteliğine olan inançlarını katkılarıyla sergilemişlerdir. Düzenleme kurulu sempozyumun mimarıdır ama bu noktada yürütme kurulunun emek ve özverisi, gece yarılarına kadar süren mesaisi her türlü takdirin üzerindedir.  Bu uyumlu ve seçkin topluluğun büyüme ve gelişmeye devam ederek nice geoteknik sempozyumlarını başarılarla gerçekleştirmesi dileklerimle sevgi ve saygılarımı sunarım.” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.

 

Zemin Mekaniği ve Geoteknik Mühendisliği Derneği Başkanı Dr. Rasin Düzceer, “Zemin mekaniği ve geoteknik mühendisliği alanındaki uzmanlar, araştırmacılar ve profesyoneller için bir buluşma noktası olmasının yanı sıra sektördeki gelişmeleri ve deneyimleri, yenilikleri, öğrenme fırsatı sunan önemli bir etkinlik ve paylaşma platformu olduğunu vurgulamak isterim. Sempozyum sürecince Türkiye’de ve dünyada geoteknik alanında yapılan son araştırmalar, teknik yenilikler ve uygulama örnekleri hakkında sunumlar gerçekleştirilecek olup, bu sunumların, katılımcıların sektördeki en son gelişmelere hakim olması ve yeni bilgiler edinmesine önemli katkılar sağlayacağı muhakkaktır. Bu sempozyum aynı zamanda meslektaşlarımız arasında iş birliğini arttırarak, bilgi paylaşımını teşvik edecek, gelecek nesil geoteknik mühendisinin yetişmesine katkıda bulunarak sektörümüzün daha da güçlenmesini sağlayacak önemli bir etkinliktir.” diye başladığı konuşmasını sempozyuma emeği geçenlere teşekkür ederek sonlandırdı.

Kıbrıs İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Gürkan Yağcıoğlu, “Üç günlük yoğun bir program gerçekleşiyor, odamıza ve değerli emekçilerine bu özverili çalışma için şahsım ve yönetim kurulu adına teşekkür ediyorum.” Diyerek başladığı konuşmasında, depremi nasıl ve ne kadar hissedildiği ile ilgili en önemli parametrelerden birinin zemin olduğunu ve önemine değindi ve şöyle devam etti: “Birçok eğitim yapıyoruz. Deprem bölgesinde yıkılan yapıları da görünce sorunun eğitimsel olmadığını söylemeliyim. Binaları maalesef deprem denetliyor. Bu denetimden her defasında geçemiyoruz. Dolayısıyla sorun eğitimsel değil, yönetimsel ve ahlaki olduğunu söylemek isterim. Müteahhitlerin de bizlerin de daha ciddi boyutta işi ele almamız gerekiyor. 1999’da İstanbul’da birçok bina yıkılmıştı. Şimdi yıkılan binalara baktığımızda da yine aynı şekilde ve aynı bilinçle işlerin yapıldığını görüyoruz. Kıbrıs’ta vize denetimini hiç bırakmadık. Hükümet tarafından zaman zaman yapılan engellemelere rağmen mesleki iç denetimi önemli ve değerlidir. Biz İnşaat Mühendisleri Odası olarak Kıbrıs’ın kuzeyine bir deprem haritası hazırladık. Bir yazılım hazırlayarak tüm geoteknik mühendislerine erişim izni verdik. Yapılan tüm çalışmaların verileri oraya girilmeden dosyasına bakılmıyor. Böylelikle organik olarak büyüyen ve gelişen bir zemin haritası oluşturduk.”

Uluslararası Zemin Mekaniği Geoteknik Mühendisliği Cemiyeti Avrupa Başkanı Prof. Dr. Lyesse Laloui şöyle konuştu: “Avrupa geoteknik mühendisleri adına burada olmak benim için büyük bir onur. Türkiye’deki geoteknik mühendislerinin Avrupa’daki aktivitelerimize ne kadar çok katkıda bulunduğundan bahsetmek istiyorum. Çok aktifler ve bizim ne kadar zamandır istediğimiz bir toplantıyı organize ediyorlar. Avrupa’da Akdeniz Konferansı istiyorduk. Türkiye’den meslektaşlarımız yıllar önce Bodrum’da düzenlediler. Çok başarılıydı. Ne kadar ilerlemiş olduklarını da gördük. Bu organizasyon önümüzdeki yıl Portekiz’de olacak. Bir sonraki Avrupa konferansını İstanbul’da yapmayı çok istiyoruz. Avrupalı meslektaşlarımız da katılacak. Feyza Çinicioğlu’da Avrupa destek grubuna katıldı ve aktif bir şekilde katkıda bulunuyor. Uluslararası etkilerimizi destekliyor. Hem Ortadoğu hem de Akdeniz’de bunları birlikte yapabiliyoruz. Avrupa destek grubunun Lozan’da ilk toplantısından sonra ikinci toplantı İstanbul’da bir yıl önce toplandık ve bu katkıların ne kadar önemli olduğunu gördük. Uluslararası topluluğumuz adına sizleri tebrik ediyorum ve yaptığınız her şey için teşekkür ediyorum. Katkılarınız bizim için çok değerli ve önemli teşekkür ederim.”

Uluslararası Zemin Mekaniği Geoteknik Mühendisliği Cemiyeti Dünya Başkanı Dr. Marc Ballouz yer aldı. BALLOUZ konuşmasına Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanına ve İMO İstanbul Şube Başkanına teşekkür ederek başladı. “Burada olduğum için çok mutluyum. Türkiye’deki depremde hayatını kaybedenlere başsağlığı diliyorum. Yaralananlara acil şifalar diliyorum. Bu sempozyum bu büyük felaketin üzerine yeniden doğuş gibi olacak.” diyen BALLOUZ, Uluslararası Zemin Mekaniği Geoteknik Mühendisliği Cemiyeti’nin tanıtımını yaptı. Cemiyetin 1936’da modern geoetekniğin babası Karl TERZAGI tarafından kurulduğunu, 15 ülke ile başladığını, günümüzde 90 üye ülke olduğunu ve Türkiye’nin de aktif bir üye olduğunu aktardı.  90 ülkede 30 bin geoteknik mühendisi olduğunu, Cemiyetin en üstte bir konseyi ve 12 tane kurul üyesi olduğunu, Başkan ve altı tane başkan yardımcısı, teknik komitelerden oluştuğunu, genç mühendislere finansal olarak da destek olduklarını, sanal eğitimler verdiklerini ve bunların ücretsiz oluğunu belirtti.

Üç paralel salonda paralel olarak gerçekleştirilen Sempozyuma yurtdışından 3, ülkemizden 1 olmak üzere konusunda uzman 4 davetli konuşmacı yer aldı. İlk davetli konuşmacı Prof. Dr. Lyesse Laloui’nin  “Numerical Analysis of Multiphysical Processes in the Vicinity of Nuclear Waste” sunumuyla yer aldığı oturum, Prof. Dr. Feyza Çinicioğlu tarafından yönetildi. 

 

Sempozyum yayınını izlemek için tıklayınız.

Sempozyum programı için tıklayınız.


  • CV3A0644.JPG
  • CV3A0622.JPG
  • CV3A0594.JPG
  • CV3A0694.JPG
  • CV3A2304.JPG
  • CV3A0659.JPG
  • CV3A0702.JPG
  • CV3A0590(1) kopya.jpg



TMMOB
İnşaat Mühendisleri Odası